Deniz yükselmeleri tehdit oluşturuyor

-
Aa
+
a
a
a

İstanbul ve İzmir, deniz seviyesi yükselmesi nedeniyle risk yaşıyor.

Fotoğraf: Unsplash / Hulki Okan Tabak
Gezegenin Geleceği: 11 Eylül 2023
 

Gezegenin Geleceği: 11 Eylül 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

Diken’den Ayşegül Kasap’ın haberine göre, İstanbul Üniversitesi (İÜ) ve Küresel Denge Derneği, İstanbul ve İzmir’deki deniz seviyesi üzerine üç yıl süren bir çalışma yaptı. Çalışmada Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) verileri baz alındı. Çalışma sonucunda hazırlanan rapora göre sadece İstanbul’da 6 milyon kişinin yaşadığı 120 kilometrekarelik alan sular altında kalacak. Ayrıca 16 atık su arıtma tesisinin 12’si de tehdit altında. İzmir’de de Kordon ve tatil beldeleri risk kapsamında. Kentteki 20 atık su arıtma tesisinin dördü risk kapsamında. Bir diğer risk faktörü de deniz sularının yer altı sularına karışması. Bu durumun özellikle İzmir’de tarımsal faaliyetleri olumsuz etkileyebileceği öngörülüyor. ‘İstanbul ve İzmir İlleri için Deniz Seviyesi Yükselmesi ve Olası Etkileri’ raporunu Küresel Denge Derneği Başkanı Dr. Nuran Talu, iklim dinamiği ve ekoloji uzmanı Prof. Dr. H. Nüzhet Dalfes ve İÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sedat Avcı ve ekibi hazırladı. IPCC’nin en olumsuz senaryosuna göre buzullardaki erimeye bağlı deniz seviyesi yüzyılın ortalarında yaklaşım 0,5 metre, yüzyılın sonundaysa 1 metre yükselecek. Dr. Talu, hem nüfus yoğunluğu hem de ticari faaliyetlerin merkezi olması nedeniyle çalışmaya özellikle İstanbul ve İzmir’den başladıklarını söyledi. Prof. Dr. Dalfes, İstanbul’da Marmara Denizi’ne kıyısı olan ilçelerde 6 milyondan fazla insan yaşadığına dikkat çekti: “Şehirde, yüksekliği 2 metreden az olan yaklaşık 120 kilometrekarelik bir alan risk altında. Bu, neredeyse Maltepe ve Fatih ilçelerinin toplam yüzölçümüne eşdeğer bir alan. İstanbul’un güney kıyılarının deniz seviyesindeki değişimden daha fazla etkileneceği hesaplanıyor.“ Prof. Dr. Avcı, İzmir’de deniz seviyesindeki değişimin en çok İzmir Körfezi’ni etkileyeceğinin altını çizdi. Bu nedenle özellikle Kordon’daki rıhtımın, dalgaları kıracak ve yansıtacak şekle dönüştürülmesi önemli. Deniz suyu seviyelerindeki yükselme, İzmir’in tatil beldeleri için de tehdit oluşturuyor. Güzelbahçe dahil, bazı plaj alanlarının daralması ve kıyıdaki iskele gibi yapıların özelliklerini kaybetmesi söz konusu. Türkiye’nin önemli kuş üreme alanları arasında yer alan Gediz Deltası Kuş Cenneti de deniz seviyesi yükselmesi nedeniyle risk yaşıyor. Deniz yükselmelerinden etkilenebilecek doğal kıyılar ise Çamaltı Tuzlası, Küçük Menderes Deltası, Mavişehir, Çakalburnu Dalyan ve İnciraltı Kent Ormanı.

2023 kayıtlardaki en sıcak yıl oldu

Haziran’dan Ağustos’a kadar olan üç aylık dönemde hava sıcaklığı ortalamanın 0,66 derece üzerine çıkarak 16,77 derece oldu. Bu yılın ilk sekiz ayındaki ölçümlerle de 2023, şu ana kadar 2016’dan sonra kayıtlardaki en sıcak yıl oldu. 2023’teki ortalama sıcaklık, 2016’nın sadece 0,01 derece altında kaldı. Avrupa Birliği (AB) Copernicus İklim Değişikliği Servisi, Çarşamba günü yaptığı açıklamada geçen ayın aynı zamanda küresel olarak kaydedilen en sıcak Ağustos ayı olduğunu ve şimdiye kadarki en sıcak Haziran ve Temmuz aylarının ardından art arda üçüncü ay böyle bir rekor kırıldığını söyledi. Ağustos ayının, 1850-1900 döneminin sanayi öncesi ortalamasından yaklaşık 1,5 derece daha sıcak olduğu tahmin ediliyor. Küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlandırmaya yönelik çabaların sürdürülmesi, 2015’de 196 ülke tarafından kabul edilen Paris Anlaşması’nın temel taahhüdü. Temmuz 2023 şimdiye kadar kaydedilen en sıcak ay olmayı sürdürürken, Ağustos ayı rekoru ile beraber kayıtların başladığı 1940’tan bu yana kuzey yarımküre en sıcak yaz aylarını yaşamış oldu.

Deniz tabanından çekilen kum okyanuslardaki yaşama büyük zarar veriyor

BBC’den George Wright’ın haberine göre Birleşmiş Milletler (BM), deniz tabanından çekilen kum miktarının yıllık altı milyar tona ulaştığını ve bunun okyanuslardaki yaşama büyük zarar verdiğini açıkladı. Dünyada sudan sonra en çok kullanılan malzeme olan kuma çimento ve cam üretimi için de ihtiyaç duyuluyor. BM Çevre Programı (UNEP), bazı deniz araçlarının neredeyse birer elektrikli süpürge gibi deniz tabanındaki her şeyi çektiğini ve kumların yanı sıra balıkların beslenmesi için büyük öneme sahip mikroorganizmaları da aldığını, bu yüzden bazı bölgelerde ekosistemin tamir olması mümkün olmayabileceğini aktardı. Bu süreci daha yakından takip etmek için Deniz Kum Gözlemi [Marine Sand Watch] adı verilen ve deniz araçlarını izleyen bir yapay zeka aracı da tanıtıldı. UNEP’in analiz merkezinin başında bulunan Pascal Peduzzi, “Sığ deniz madenciliği ve kum çekiminin çevresel etkileri alarm verici,” dedi.

Kişi başına kömür kaynaklı emisyonlar, 2015’ten bu yana yaklaşık %7 arttı

G20’nin kömür kaynaklı kişi başına emisyonları 2015’ten bu yana yaklaşık %7 arttı. Bunda Çin ve Hindistan’ın yeni kömür santralı kapasitesini hayata geçirmesi ve Avustralya’nın kişi başına karbon emisyonunun dünya ortalamasından neredeyse üç kat yüksek olması önemli bir etken. Blok, bu hafta Hindistan’da bir zirve için toplanacak. Dünyanın temiz elektriğe küresel geçişine odaklanan çevre grubu Ember‘e göre, aralarında ABD, Brezilya, Hindistan, Japonya, Güney Kore ve Güney Afrika gibi ülkelerin bulunduğu birçok G20 üyesi henüz kömür kullanımını azaltma planlarını hazırlamadı. Ember, G20 ülkelerinin dünya enerji sektörü emisyonlarının %80’inden sorumlu olduğunu söylüyor.